Merhaba değerli okurlar yine sizlerden aldığım yorumlar doğrultusunda Bugün Aile Hukuku kapsamında Boşanma davalarının durumunu pandemi sürecinin bu davalar açısından etkilerini her zamanki gibi kişisel görüşlerimiz eşliğinde değerlendireceğim.
Ülkemizde son zamanlar da boşanmalar artmıştır Verilere bakacak olursak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı evlenme ve boşanma oranı   evlenen çiftlerin sayısı 2018 yılında 554 bin 389 iken 2019 yılında yüzde 2,3 azalarak 541 bin 424 oldu. Bin nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden kaba evlenme hızı binde 6,56 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlerin sayısı 2018 yılında 143 bin 573 iken 2019 yılında yüzde 8,0 artarak 155 bin 47 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı binde 1,88 olarak gerçekleşti. Tarafımıza bu aralar   gelen birçok kişilerde gördüğümüz üzere pandemi süreci ile Boşanma Davaları paralel bir artış göstermektedir Pandemi sürecinin etkisi evde kalındığı dönemlerde eşlerin birbirlerine hem manevi hem maddi yönden yüklenmesi, pandemi’ye bağlı olarak psikologların bakışına göre hassaslaşmaları, tahammül sınırının azalması dikkat çekicidir. Tabi ki Aile toplumun en temel yapı taşıdır Kimse evliliği sonlandırmayı istemez fakat Aile içi Psikolojik ve Fiziki şiddet  , zorlama vs. durumları söz konusuysa ve Evlilik Birliği zedelenmiş ise Boşanma kaçınılmaz sonuçtur, buradan yola çıkarak Kanunun öngördüğü boşanma Davalarına ve sebeplerine baktığımızda  4721 sayılı Medeni Kanuna göre  boşanma davası Anlaşmalı boşanma Davası, Çekişmeli boşanma davası iki şekilde açılabilir; 4721 sayılı Medeni kanunumuz Boşanma sebeplerini 161 ve devamı maddelerinde saymıştır Kısaca bu sebepler ; “Zina ,Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Terk, Akıl hastalığı, Evlilik birliğinin sarsılması” dır.Uygulama da en çok görülen sebeplerden biri “Evlilik Birliğinin temelden sarsılması” sebebidir. Bu durumla ilgili TMK 166. Maddesine bakacak olursak   Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.” Denmiştir ayrıca Evlilik birliğinin eşler açısından devam etmesinin mümkün olmadığı haller genel olarak ; Şiddet Uygulama, Ekonomik sorunlar ,Aileye Karşı İlgisizlik, hakaret ve saygısız tavırlar Alkol Bağımlılığı, Eşlerin sos yo-kültürel yapı farklılıkları, Hakaret, Yargıtay kararlarında da pek çok karşılaştığımız Eşini Sevmediğini   Söylemek Eşe ve Ailesin kötü, saygısız davranmak İftira Güven Sarsıcı ve Sadakat Yükümlüğüne Aykırı Davranışlar, Görüleceği üzere bu haller genel bir boşanma nedeni olan Evlilik birliğinin temelinden sarsılması adı altında yer almaktadır Kişisel Öneri olarak Boşanma Sürecine giren eşler anlamında Eşlerin bu durumu etraflıca, madden ve manen düşünüp psikolojik olarak kendilerini hazırlayıp ona göre karar vermesi gerekir sonuç olarak   Aileler toplumu oluşturmaktadır Aile yapısını elimizden geldiğince korumak en uygunudur geri kalan kısımda zaten toplum adına Kanunlar işler .Son olarak Bugünkü yazımızda kısaca” Covid -19 Süreci İçerisinde Boşanma Davaları konusuna” kişisel bakış açımız ile değindik Herkese sağlıklı günler dilerim İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır. (Voltaire)

                                                                                                                                                                                                                   Av. Ali Birdal KAHRAMAN

En Çok Okunanlar